15 Şubat 2010 Pazartesi

PORTRE: Sadri Alışık



Yeşilçam'ın en eski ve tutarlı karakter oyuncularından biridir Sadri Alışık. Yıllar süren hayat savaşı sırasında, övülerek göklere çıkartılmış, en yakın bildiği dostları tarafından terkedilmiş, mutluluğun sevincini, aldanmanın üzüntüsünü yaşamıştır. Hassas ve içe dönük olan yapısı zaman zaman çok incinmiştir ama her şeye rağmen, oyunculuğunu, kişiliğini herkese kabul ettirmiş ve Türk Halkı tarafından çok sevilmiştir.

5 Nisan 1925 yılında Paşabahçe'de bahçesinde meyve ağaçları bulunan üç katlı ahşap bir evde dünyaya geldi Mehmet Sadrettin Alışık...


Tüm aile büyüklerinin ve kardeşi Nevin'in onu Sadri diye çağırmaları nedeni ile, hayatının geri kalan kısmını da hep Sadri Alışık olarak geçirdi... Zeki ve bir o kadar da yaramaz bir çocuk olan Sadri Alışık otoriter bir baba ve gene otoriter bir anne ile büyüdü... İçinde ki oyuna hasret duygusunun ileride oyuncu olmasına neden olacağını ne o dönemlerin küçük Sadri'si ne de ailesi bilemezlerdi elbet.

Namaza duran aile büyüklerini, secdeye varamasınlar diye bellerinde ki kuşaktan kapının koluna bağladığını, bahçedeki civcivleri oltayla balkondan yukarı çektiğini, kedilerin ayaklarının altına yapıştırdığı ceviz kabuklarını ve yaptığı tüm bu yaramazlıkları ileride gülerek anımsayacaktır Sadri Alışık...

Çocukluk yıllarında Naşit Özcan Tiyatrosu'nu seyrettikten sonra başlayan tiyatro aşkı, okul piyeslerinde, Cağaloğlu Halk Evi'nde ve şimdiki adı Sadri Alışık Tiyatrosu olan Küçük Sahne'de devam etmiştir. Annesi Saffet Hanım ve Babası Rafet Kaptan'ın oyuncu olmasına karşı olmalarına rağmen, içinde ki bu oyunculuk aşkının sönmesine hiç izin vermemiştir... Ailesi de işin ciddiyetini anlamış ve oğullarına destek olmaya başlamışlardır...

Baba Rafet Kaptan'ın '' Sanabir nasihatım, aynı zamanda da vasiyetim olsun. Artık yeni bir hayata atılıyorsun. Bundan sonra ki yaşamında, işini elinle değil, canınla yap!'' sözünü hayatının geri kalanında hiç ama hiç aklından çıkartmamış ve bunu oyunculuk yaşamında hep amaç edinmiştir...


İlk filmi ''Günahsızlar''ı 1946 yılında çeviren Sadri Alışık şöhret basamaklarını hızla çıkmaya başlamış ve canı kadar sevdiği tiyatrodan Yeşilçam'a adımını atmıştır... 1959 yılında çevrilen '' Yalnızlar Rıhtımı'' adlı filmde 38 yıllık hayat arkadaşı Çolpan İlhan'a aşık olmuş ve aynı sene evlenmişlerdir... Küçük Sahne'deki tiyatro yıllarında çok yakın arkadaşı olan Çolpan İlhan hayatının en büyük aşkı olmuştur... Bu mutlu yuvaya çok zaman geçmeden bir kişi daha eklenir ve Alışık ailesinin oğulları Kerem Alışık dünyaya gelir...

Kerem Alışık ile ilişkisi çok farklı olmuştur baba Sadri Alışık'ın... Kendi deyimiyle ondan kaynaklanan bir hatadır bu... Kendi babasının yaptığı gibi, o da oğlu Kerem'i hep uyurken sevmiştir... Evliliğin ve çocuğun verdiği sorumlulukla işine dört elle sarılmıştır ve ardı arkası kesilmeyen filmler çevirmiştir Sadri Alışık...

Nejat Saydam idaresinde çevrilen ve başrollerini Ayhan Işık ve Belgin Doruk ile paylaştığı ''Küçük Hanımefendi'' serisi ile seyircinin dikkatini çekmiş ve sevgisini kazanmıştır... Ancak hiç şüphesiz ''Turist Ömer'' tiplemesi Sadri Alışık'ın oyunculuk kariyerinin en önemli adımı olmuş ve sanat yaşamında yepyeni kapılar açmıştır... Turist Ömer karakterinin doğuşu Sadri Alışık'ın asker arkadaşı Ahmet Güzelce'nin verdiği eğri selamdan esinlenerek yaratılmış ve rejisör Hulki Saner tarafından da ortaya çıkartılmıştır... 1951 yılında başlayan ve Ayhan Işık'ın vefatına kadar devam eden Sadri-Ayhan dostluğu beraber çevrilen filmlerle de pekişir...


Ayhan Işık'ın başrolünü oynadığı ''Helal Olsun Ali Ağbi'' filmi Turist Ömer serisinin başlangıcıdır... Bu filmde Ayhan Işık'ın Turist Ömer adlı bir arkadaşı vardır ve bu rol Sadri Alışık'a ısmarlama elbise gibi uymuştur. Ona gezmeyi çok sevdiği için arkadaşları Turist adını takmışlardır... ''Turist'' traş olmaz, gri pantolon, ekose gömlek, delik fötr şapka ve ökçesi basık pabuç giyen bir adamdır... Espri yapar, karşısına çıkanları, sözle, nükteyle ''harcar''... Ama ''Turist'' iyilik sever, yaşadığı andan ilerisini düşünmez, çalışmaz, işsizdir, içkiye düşkündür fakat kadın problemi yoktur. Karnı acıkınca doyurmak aklına gelir. Beceriksizdir, bu yüzden de sevimli ve cana yakındır... "Helal Olsun Ali Ağbi" filmini seyreden seyirciler sinemadan çıkarken ''Helal Olsun Sadri'ye bu filmde Ayhan'ı yedi, toz etti'' yorumunu bile getirmişlerdir... Böylece Ayhan Işık'ın fiyatı o günün parası ile 60. 000'den aşağı düşerken Sadri Alışık'ın fiyatı 5. 000'den 10. 000'e çıkmıştır... Hulki Saner bu filmden sonra ''Ayşecik Çıtı Pıtı Kız'' ve ''Ayşecik Cimcime Hanım'' filmlerine de aynı tipi koymuştur... Dolayısıyla Erman-Saner firmasının en fazla iş yapan filmleri de 1963'te '' Sadri'li Filmler'' olmuş, 1964'te ''Turist Ömer'' adlı film ortaya çıkmıştır. Bu film Sadri Alışık'a yeni ufuklar açmıştır...




1966 yılında çevrilen ve Atıf Yılmaz'ın yönettiği ''Ah Güzel İstanbul'' filmi de Sadri Alışık'ın en önemli filmlerinden biridir. İçki yüzünden herşeyini yitirmiş eski bir İstanbul efendisi ile artist olmak için evini, köydeki sevgilisini terk edip fuhuşa sürüklenen Ayşe'nin hikayesini anlatan bu film SANREMO ''Bodrig Hera'' GÜLDÜRÜ FİLMLERİ ŞENLİĞİNDE, GÜMÜŞ AĞAÇ PLAKASI ÖZEL ÖDÜLÜ'nü almıştır...


Avare filminden sonra sesinin güzelliği keşfedilen sanatçı, 45'lik plaklar doldurmuştur, seyircinin ısrarı ve gazino patronları tarafında Sadri Alışık show dünyasına da adım atmıştır... Turist Ömer tipini sahnede de şarkı söyleyerek ve espri yaparak devam ettirmiş ve halkın ilgi odağı olmuştur... bunun yanı sıra ağırlıklı olarak İstanbul için yazdığı şiirlerinin toplandığı bir kitabı da vardır... Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümünde de okuyan Sadri Alışık çok güzel yağlı boya ve kara kalem tablolara da imza atmıştır...

Hayatta ki en sevdiği dostlarından biri olan içki, bir gün ona ihanet edecek ve ölüm döşeğine getirecektir... O dönemin Cumhurbaşkanı olan merhum Turgut Özal'ın yardımıyla Amerika'ya giden ve ''Mucize Eller'' lakaplı Münci Kalayoğlu tarafından ameliyat edilen altmış beş yaşındaki Sadri Alışık Chicagolu otuz yaşında ki bir gencin karaciğerini taşır... 1994 yılında son filmi olan Yavuz Özkan'ın yönettiği Yengeç Sepet'i filminde oynar ve Altın Portakal En İyi Erkek Oyuncu ödülünü alır...


1995 yılının 18 Mart'ında yetmiş yaşında iken, ailesine, sevenlerine, canı kadar sevdiği İstanbul'una ve sinemasına veda eder.

http://www.sakm.net/sadrialisik.asp


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder