Kazancı Bedih eski mesleğine geri döndü.
21.09.2003 - Yeni Mesaj
Sıra Geceleri’nin ünlü ismi KazancıBedih, sanat hayatından artık yorulduğunu belirterek, kazancılık mesleğine geri döndüğünü söyledi. Kazancı Bedih (76), yüzyıllık Sıra Gecesi geleneğine, 60 yıldan bu yana hoyratlarıyla (uzun hava) hayat vermeye çalıştığını, ömrünün kalan kısmında ise dinleyici olacağını belirtti. Çocukluğunda kazancılık yaptığını ve sanat hayatına başlamasıyla mesleğini unutma noktasına geldiğini ifade eden Kazancı Bedih, şöyle dedi: “Üstelik kazancılık mesleğini de özledim. Gençlerin de önünün açılması gerektiğini inanıyorum.
Şanlıurfa’nın tarihi mekanlarından Balıklıgöl civarındaki Bakırcılar Çarşısı’nda, çaydanlık tamiri yaparak zaman geçirdiğini, 70 yaşından sonra bir şov programında tesadüfen yakaladığı şöhretin kendisi için çok da önemli olmadığını anlatan Kazancı Bedih, şöyle dedi: “Yıllarca, sıra gecelerinde asırlık bir geleneği yaşatmaya çalıştım. Kimi zaman Fuzuli’nin, kimi zaman Karacaoğlan’ın tarzından etkilendim. Kendi tarzımı oluşturabilmek için çok çalıştım. Yaklaşık 16 bin gazeli makamı ile ezberledim. İbrahim Tatlıses, İzzet Altınmeşe ve Mahmut Tuncer gibi ünlü isimlerle birçok önemli eseri paylaştım, onlara ilham kaynağı oldum.”
Kazancı Bedih soba kurbanı
19.01.2004 - Radikal
Sıra Geceleri’nin ünlü ismi KazancıBedih, sanat hayatından artık yorulduğunu belirterek, kazancılık mesleğine geri döndüğünü söyledi. Kazancı Bedih (76), yüzyıllık Sıra Gecesi geleneğine, 60 yıldan bu yana hoyratlarıyla (uzun hava) hayat vermeye çalıştığını, ömrünün kalan kısmında ise dinleyici olacağını belirtti. Çocukluğunda kazancılık yaptığını ve sanat hayatına başlamasıyla mesleğini unutma noktasına geldiğini ifade eden Kazancı Bedih, şöyle dedi: “Üstelik kazancılık mesleğini de özledim. Gençlerin de önünün açılması gerektiğini inanıyorum.
Şanlıurfa’nın tarihi mekanlarından Balıklıgöl civarındaki Bakırcılar Çarşısı’nda, çaydanlık tamiri yaparak zaman geçirdiğini, 70 yaşından sonra bir şov programında tesadüfen yakaladığı şöhretin kendisi için çok da önemli olmadığını anlatan Kazancı Bedih, şöyle dedi: “Yıllarca, sıra gecelerinde asırlık bir geleneği yaşatmaya çalıştım. Kimi zaman Fuzuli’nin, kimi zaman Karacaoğlan’ın tarzından etkilendim. Kendi tarzımı oluşturabilmek için çok çalıştım. Yaklaşık 16 bin gazeli makamı ile ezberledim. İbrahim Tatlıses, İzzet Altınmeşe ve Mahmut Tuncer gibi ünlü isimlerle birçok önemli eseri paylaştım, onlara ilham kaynağı oldum.”
Kazancı Bedih soba kurbanı
19.01.2004 - Radikal
Sıra Geceleri'nin ünlü ismi 'Kazancı Bedih' lakaplı Bedih Yoluk ile dördüncü eşi Fatma Yoluk, sobadan sızan gazdan zehirlenerek öldü.
Şanlıurfa'nın Bıçakçılar Mahallesi'nde oturan Kazancı Bedih (76) ve eşi, öğle saatlerinde yakınları tarafından ölü bulundu. Bedih ve dördüncü eşi Fatma Yoluk'un sobadan sızan gaz nedeniyle yaşamlarını yitirdikleri belirlendi. Yakınları, Kazancı Bedih'i dün gece soğuk algınlığı nedeniyle Şanlıurfa Devlet Hastanesi'ne kaldırdıklarını belirterek, "Devlet Hastanesi'nde tedavi edildikten sonra eve getirdik. Sabah eve geldiğimizde ikisinin cansız bedeniyle karşılaştık" diye konuştu.
Kazancı Bedih'e buruk anma
17.01.2010 - bizimhaber.com
Urfalı ünlü gazelhan "Kazancı Bedih' olarak tanınan yöreye özgü "sıra geceleri'nin aranan ismi Bedih Yoluk, vefatının 6'ncı yılında mezarı başında 2'si oğlu sadece 14 kişi tarafından anıldı.
Şanlıurfa Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü, 2004'te hayata veda eden Kazancı Bedih'in 6'ncı ölüm yıldönümü nedeniyle Bediüzzaman Aile Mezarlığı'nda anma töreni yapıldı. Anma törenine, ünlü gazelhanın çocukları Naci ve Hacı Yoluk, Belediye Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Necmi Karadağ ile sadece 11 seveni katıldı. Sıra geceleri ustasının kabri başında 14 kişi, okunan Kuran- ı Kerim'i dinledi. Anma törenine katılan 14 kişi, daha sonra ünlü gazelhana dua edip, mezarına karanfil bıraktı. Kazancı Bedih'in küçük oğlu Naci Yoluk ile ağabeyi Hacı Yoluk kendilerini hatırlayanlara teşekkür etti.
kazancı bedih - tükendi naktı ömrüm
HAYATI
Kazancı Bedih 1929 yılında Şanlıurfa’nın Siverekli Mahallesi’nde doğdu. Babası Dalyanlardan Culhacı (Dokumacı) Halil, annesi Şatıroğullarından Zemzem’di.
Müzikle ilgisi küçük yaşlarda başlayan Kazancı Bedih, ailenin tek çocuğu olduğundan babasının ısrarıyla 14 yaşında evlendi.
Asıl mesleği kazancılıktır; bu nedenle kendisine ‘Kazancı Bedih’ denilmekte idi. Kazancı olarak ilk ustası Hasan Diyar’dı ve uzun zaman bu ustanın yanında çalışmıştı. Daha sonra Aziz ve Kadir Ucar Usta’ların yanında kazancılık yapmıştır.
1949 yılında askere gitmiş, Bingöl’de, ve Elazığ’da Bando Bölüğü’nde askerliğini tamamlamıştır. Sonra belediyeye girmiş ve 26 yıl çalıştıktan sonra 1986 yılında emekli olmuştur.
Boş gezmemek ve geçimini sağlamak için son olarak Eski Hal pazarı civarında demlik ve cezve tamiriyle ilgili küçük bir dükkan açmış bu işi yapmaktaydı. Ayrıca bir mevlüt grubuyla birlikte mevlütlere gidip ilahi ve gazel okumaktaydı.
Şanlıurfa’nın yetiştirmiş olduğu en ünlü gazelhanlardan olup, Fuzuli, Nabi, Nezihe, Furugi, Abdi gibi çeşitli şairlerin gazellerini Şanlıurfa makam geleneğine uygun olarak, davûdî ve etkileyici sesiyle okurdu.
Bir güfteyi farklı makamlarda icra edebilme meziyetine sahip olan Bedih, ud, tambur ve cümbüş çalmasını da çok iyi bilmekteydi.
Gazelin yanında çok güzel maya, hoyrat ve türkü de okumakta olan Bedih, eserleri kendine has bir tavırla icra etmekteydi. Çok bilinen bir maya, Kazancı Bedih’in okuyuşuyla değişik bir anlam kazanırdı.
İbrahim Tatlıses, Selahattin Alpay gibi birçok ünlü sanatçı da dahil olmak üzere, kendisinden sonra yetişen bir çok ses sanatçısı, gazel okurken Kazancı Bedih’i taklit ederek onun tavrında okumaya çalıştılar. Kazancı Bedih, gazelleri çok güzel okuduğundan dolayı kendisine ‘Pir’ denilmekte idi.
MÜZİK YAŞANTISI
Babası, gençlik yıllarında Bedih’i beraberinde Mecbelbahır’a götürdü. Mecbelbahır, Balıklıgöl’den çıkan suyun bir kanalla Hasan Paşa Camii’ne geçtiği yerde ağaların ve yeşilliğin olduğu bir yerdi. Mekanı çay bahçesi olarak çalıştıran kişi müziğe çok meraklıydı ve kurduğu gramofondan, müşterilerine günün en sevilen sanat müziği parçalarını, Hafız Burhan, Müzeyyen Senar, Safiye Ayla gibi ünlü sanatçıları dinletirdi.
Zaman zaman Mukim Tahir gibi o devrin ünlü sanatçıları dinlenmeye oraya gelir ve okurlardı.
Kazancı Bedih de babasıyla Mecbelbahır’a gider, gramofondan ünlü sesleri ve ustalarının sohbetlerini dinlerdi.
Müziğe olan merakı bu şekilde gelişti ve cümbüş çalmaya merak sardı. Hafız Ahmet, Hafız Culha, Hafız Dellek Mahmut ve Şükrü Hafız’ı çeşitli müzik meclislerinde dinledi. Bir kısmı ile müzik meclislerine katıldı.
Şanlıurfa’da eskiden müzik gruplarına ‘Takım’ denirdi ve bir yere çağrıldığında herkes takımı ile giderdi.
Kazancı Bedih’in takım arkadaşları Mehmet Çelik, Ali Kanun, Hasan Diyar, Necip Şıbe, Çırçır Mahe, Şıhmüslüm Görgün, Nacar Celal, Mustafa Usta’ydı.
Sonraları, Tenekeci Mahmut, Aziz Çekirge, Gacı İmam Kayıs, Cuan Mahe ile çeşitli müzik meclislerine katıldı. Bunların dışında Seyfettin Sucu, demir İzzet, Mahmut Coşkunses, İbrahim Tatlıses, Kadir Sema gibi birçok ses sanatçısı ile müzik meclislerinde bulunmuştur.
HİÇ PLAK YAPMADI
Hiç plak yapmadı. Kasnak teybin Şanlıurfa’ya gelişinden sonra bant yapma meraklılarının aranan kişisi oldu ve yüzlerce mahalli banda herhangi bir ücret almadan gazel, maya ve türkü okudu.
Kazancı Bedih, müzik meclislerinde birçok şairin gazelini kendi tavrına göre çeşitli makamlarda okurdu.
Sık okuduğu gazeller şöyle sıralanabilir: Nezihe Hanım’dan ‘Gümrahlarını goncayı zibaya değişmem’, ‘Sabret gönül eyyamı yare de kalmaz’, Kuddüs’den, ‘Aldanma gönül devleti ikbale güvenme’, Abdi Efendi’den ‘Hüsnün senin ey dilber nadide kamer mi’, ‘Nice bir nar’ı aşkınla ciğer yansın kebap olsun’, Fuzuli’den ‘Öyle sermestem ki idrak etmezem dünya nedir’, Nabi’den ‘Sakın terk-i edepten kuy-umah-bubu hudadır bu’, Baba Kâni’den ‘Gamı Aşkın-la ahvalim perişan oldu gettikçe’ Ruhi’den ‘Nice bir dağdağa ile berbad olalım’, Muharrem Hoca’dan ‘Karadan ağa dönüp dest-i dilara okuruz’.
ZORLUKLA OKUYUP YAZIYORDU
Okur yazar olmadığı için önceleri gazelleri dinleme yoluyla ezberleyen, ama uzun gazelleri bu şekilde öğrenmek zor olduğu için gece mektebine giden Kazancı Bedih, pek iyi olmasa da okuyabiliyor, meramını anlatabilecek kadar da yazabiliyordu.
Bazen sanat müziğinden bir şarkıyı kendi üslubunda, değişik bir yorumla uzun hava gibi okurdu. Buna örnek olarak rast makamındaki ‘Kara gözlüm efkarlanma gül gayri’ şarkısı gösterilebilir. Bu şarkıyı başka makamda uzun hava olarak bir çok meclislerde okumuş ve dinleyenlerin beğenisini kazanmıştır.
Bundan başka ‘Yeşil kurbağalar’, ‘Eminem’, ‘Atıma verdiler sarı samanı’, ‘Neyleyim de Karamanın elini’, ‘Kara göz’ gibi uzun havaları kendi uslubuyla çok güzel şekilde okumaktadır.
Yüzlerce mahalli kasetin yanında İstanbul’da doldurulan kasetlerde de gazel, maya ve türkü okumuştur.
Urfa Gecelik isimli kasetler dizisinde okuduğu gazeller, yurt çapında çok beğenilmiştir.
Bugün gazel okuyan bir çok kişiyi yetiştirmiştir. Birçok kişi de mahalli bantlarını dinleyerek ondan faydalanmıştır. Yetiştirdiği kişilerden biri de oğlu Naci Yoluk’tur. Oğlu da kendisi gibi ud çalıp, gazel okuyarak gazel okuma geleneğini sürdürmektedir. Sesi ve okuma tavrı babasına çok benzemektedir.
17.01.2010 - bizimhaber.com
Urfalı ünlü gazelhan "Kazancı Bedih' olarak tanınan yöreye özgü "sıra geceleri'nin aranan ismi Bedih Yoluk, vefatının 6'ncı yılında mezarı başında 2'si oğlu sadece 14 kişi tarafından anıldı.
Şanlıurfa Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü, 2004'te hayata veda eden Kazancı Bedih'in 6'ncı ölüm yıldönümü nedeniyle Bediüzzaman Aile Mezarlığı'nda anma töreni yapıldı. Anma törenine, ünlü gazelhanın çocukları Naci ve Hacı Yoluk, Belediye Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Necmi Karadağ ile sadece 11 seveni katıldı. Sıra geceleri ustasının kabri başında 14 kişi, okunan Kuran- ı Kerim'i dinledi. Anma törenine katılan 14 kişi, daha sonra ünlü gazelhana dua edip, mezarına karanfil bıraktı. Kazancı Bedih'in küçük oğlu Naci Yoluk ile ağabeyi Hacı Yoluk kendilerini hatırlayanlara teşekkür etti.
kazancı bedih - tükendi naktı ömrüm
HAYATI
Kazancı Bedih 1929 yılında Şanlıurfa’nın Siverekli Mahallesi’nde doğdu. Babası Dalyanlardan Culhacı (Dokumacı) Halil, annesi Şatıroğullarından Zemzem’di.
Müzikle ilgisi küçük yaşlarda başlayan Kazancı Bedih, ailenin tek çocuğu olduğundan babasının ısrarıyla 14 yaşında evlendi.
Asıl mesleği kazancılıktır; bu nedenle kendisine ‘Kazancı Bedih’ denilmekte idi. Kazancı olarak ilk ustası Hasan Diyar’dı ve uzun zaman bu ustanın yanında çalışmıştı. Daha sonra Aziz ve Kadir Ucar Usta’ların yanında kazancılık yapmıştır.
1949 yılında askere gitmiş, Bingöl’de, ve Elazığ’da Bando Bölüğü’nde askerliğini tamamlamıştır. Sonra belediyeye girmiş ve 26 yıl çalıştıktan sonra 1986 yılında emekli olmuştur.
Boş gezmemek ve geçimini sağlamak için son olarak Eski Hal pazarı civarında demlik ve cezve tamiriyle ilgili küçük bir dükkan açmış bu işi yapmaktaydı. Ayrıca bir mevlüt grubuyla birlikte mevlütlere gidip ilahi ve gazel okumaktaydı.
Şanlıurfa’nın yetiştirmiş olduğu en ünlü gazelhanlardan olup, Fuzuli, Nabi, Nezihe, Furugi, Abdi gibi çeşitli şairlerin gazellerini Şanlıurfa makam geleneğine uygun olarak, davûdî ve etkileyici sesiyle okurdu.
Bir güfteyi farklı makamlarda icra edebilme meziyetine sahip olan Bedih, ud, tambur ve cümbüş çalmasını da çok iyi bilmekteydi.
Gazelin yanında çok güzel maya, hoyrat ve türkü de okumakta olan Bedih, eserleri kendine has bir tavırla icra etmekteydi. Çok bilinen bir maya, Kazancı Bedih’in okuyuşuyla değişik bir anlam kazanırdı.
İbrahim Tatlıses, Selahattin Alpay gibi birçok ünlü sanatçı da dahil olmak üzere, kendisinden sonra yetişen bir çok ses sanatçısı, gazel okurken Kazancı Bedih’i taklit ederek onun tavrında okumaya çalıştılar. Kazancı Bedih, gazelleri çok güzel okuduğundan dolayı kendisine ‘Pir’ denilmekte idi.
MÜZİK YAŞANTISI
Babası, gençlik yıllarında Bedih’i beraberinde Mecbelbahır’a götürdü. Mecbelbahır, Balıklıgöl’den çıkan suyun bir kanalla Hasan Paşa Camii’ne geçtiği yerde ağaların ve yeşilliğin olduğu bir yerdi. Mekanı çay bahçesi olarak çalıştıran kişi müziğe çok meraklıydı ve kurduğu gramofondan, müşterilerine günün en sevilen sanat müziği parçalarını, Hafız Burhan, Müzeyyen Senar, Safiye Ayla gibi ünlü sanatçıları dinletirdi.
Zaman zaman Mukim Tahir gibi o devrin ünlü sanatçıları dinlenmeye oraya gelir ve okurlardı.
Kazancı Bedih de babasıyla Mecbelbahır’a gider, gramofondan ünlü sesleri ve ustalarının sohbetlerini dinlerdi.
Müziğe olan merakı bu şekilde gelişti ve cümbüş çalmaya merak sardı. Hafız Ahmet, Hafız Culha, Hafız Dellek Mahmut ve Şükrü Hafız’ı çeşitli müzik meclislerinde dinledi. Bir kısmı ile müzik meclislerine katıldı.
Şanlıurfa’da eskiden müzik gruplarına ‘Takım’ denirdi ve bir yere çağrıldığında herkes takımı ile giderdi.
Kazancı Bedih’in takım arkadaşları Mehmet Çelik, Ali Kanun, Hasan Diyar, Necip Şıbe, Çırçır Mahe, Şıhmüslüm Görgün, Nacar Celal, Mustafa Usta’ydı.
Sonraları, Tenekeci Mahmut, Aziz Çekirge, Gacı İmam Kayıs, Cuan Mahe ile çeşitli müzik meclislerine katıldı. Bunların dışında Seyfettin Sucu, demir İzzet, Mahmut Coşkunses, İbrahim Tatlıses, Kadir Sema gibi birçok ses sanatçısı ile müzik meclislerinde bulunmuştur.
HİÇ PLAK YAPMADI
Hiç plak yapmadı. Kasnak teybin Şanlıurfa’ya gelişinden sonra bant yapma meraklılarının aranan kişisi oldu ve yüzlerce mahalli banda herhangi bir ücret almadan gazel, maya ve türkü okudu.
Kazancı Bedih, müzik meclislerinde birçok şairin gazelini kendi tavrına göre çeşitli makamlarda okurdu.
Sık okuduğu gazeller şöyle sıralanabilir: Nezihe Hanım’dan ‘Gümrahlarını goncayı zibaya değişmem’, ‘Sabret gönül eyyamı yare de kalmaz’, Kuddüs’den, ‘Aldanma gönül devleti ikbale güvenme’, Abdi Efendi’den ‘Hüsnün senin ey dilber nadide kamer mi’, ‘Nice bir nar’ı aşkınla ciğer yansın kebap olsun’, Fuzuli’den ‘Öyle sermestem ki idrak etmezem dünya nedir’, Nabi’den ‘Sakın terk-i edepten kuy-umah-bubu hudadır bu’, Baba Kâni’den ‘Gamı Aşkın-la ahvalim perişan oldu gettikçe’ Ruhi’den ‘Nice bir dağdağa ile berbad olalım’, Muharrem Hoca’dan ‘Karadan ağa dönüp dest-i dilara okuruz’.
ZORLUKLA OKUYUP YAZIYORDU
Okur yazar olmadığı için önceleri gazelleri dinleme yoluyla ezberleyen, ama uzun gazelleri bu şekilde öğrenmek zor olduğu için gece mektebine giden Kazancı Bedih, pek iyi olmasa da okuyabiliyor, meramını anlatabilecek kadar da yazabiliyordu.
Bazen sanat müziğinden bir şarkıyı kendi üslubunda, değişik bir yorumla uzun hava gibi okurdu. Buna örnek olarak rast makamındaki ‘Kara gözlüm efkarlanma gül gayri’ şarkısı gösterilebilir. Bu şarkıyı başka makamda uzun hava olarak bir çok meclislerde okumuş ve dinleyenlerin beğenisini kazanmıştır.
Bundan başka ‘Yeşil kurbağalar’, ‘Eminem’, ‘Atıma verdiler sarı samanı’, ‘Neyleyim de Karamanın elini’, ‘Kara göz’ gibi uzun havaları kendi uslubuyla çok güzel şekilde okumaktadır.
Yüzlerce mahalli kasetin yanında İstanbul’da doldurulan kasetlerde de gazel, maya ve türkü okumuştur.
Urfa Gecelik isimli kasetler dizisinde okuduğu gazeller, yurt çapında çok beğenilmiştir.
Bugün gazel okuyan bir çok kişiyi yetiştirmiştir. Birçok kişi de mahalli bantlarını dinleyerek ondan faydalanmıştır. Yetiştirdiği kişilerden biri de oğlu Naci Yoluk’tur. Oğlu da kendisi gibi ud çalıp, gazel okuyarak gazel okuma geleneğini sürdürmektedir. Sesi ve okuma tavrı babasına çok benzemektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder